Yazar: Merhaba İspanyolca

Mevsimler

Mevsim adları – Nombres de las estaciónes

İspanyolca’da ‘mevsim‘, ‘temporada‘ kelimesi ve aynı zamanda ‘istasyon’ anlamına da gelen ‘estación‘ kelimesi ile ifade edilmektedir. ‘Estación’ kelimesinin ‘mevsim’ ve ‘istasyon’ anlamlarının karıştırılmaması için cümlenin akışını takip etmek gerekir.

Mevsim: Estación (f), Temporada (f)

ilkbahar: primavera (f)

yaz: verano (m)

sonbahar: ótono (m)

kış: invierno (m)

La primavera empieza en marzo aquí. (İlkbahar, burada Mart ayında başlar.)

¿Cuándo empieza la nueva estación? (Yeni mevsim ne zaman başlıyor/başlayacak.)

¿Cuándo termina el verano? (Yaz ne zaman sona eriyor/erecek?)

El invierno es una de las cuatro estaciones. (Kış, dört mevsimden biridir.)

KLM-005

Haftanın Günleri

Haftanın günleri – Los días de la semana

Día (m) – Gün
Semana (f) – Hafta

İspanyolca’da günler, Türkçe’dekinden farklı olarak, cümle içerisindeki ilk kelime olmadıkları sürece küçük harfle başlayarak yazılmaktadırlar.

Bütün gün adları “masculino” formdadır. Yani artikelleri/belirteçleri “el”dir. Çoğul olarak kullanıldıklarında ise “los” belirteçi ile kullanılmaktadırlar.

Pazartesi: lunes

Salı: martes

Çarşamba: miércoles

Perşembe: jueves

Cuma: viernes

Cumartesi: sábado

Pazar: domingo

Gün adlarından bazıları, gezegen adları ile benzerlikleri ile dikkat çekebilir. Akılda tutulmakta zorlanılan veya karıştırılan kelimeler bu şekilde farklı ve tanıdık kelime grupları ile benzeştirilerek daha kalıcı olarak hafızada yer etmeleri sağlanabilir.

Lunes – (Luna) Ay
Martes – Mars
Miércoles – Merkür
Jueves – Jüpiter
Viernes – Venüs
Sábado – Satürn
Domingo – Dünya

KLM-003

Aylar – Meses

İspanyolca’da Ayların Yazılışı

Mes (m) = Ay

İspanyolca’da aylar, Türkçe’dekinden farklı olarak, cümle içerisinde ilk kelime olmadıkları sürece küçük harflerle yazılırlar.

Bütün ay adları “masculino”dur. Yani artikelleri/belirteçleri “el”dir. Çoğul olarak kullanıldıklarında ise “los” belirteçi ile kullanılırlar.

Ocak: enero

Şubat: febrero

Mart: marzo

Nisan: abril

Mayıs: mayo

Haziran: junio

Temmuz: julio

Ağustos: agosto

Eylül: septiembre

Ekim: octubre

Kasım: noviembre

Aralık: diciembre

  • Hay una fiesta en İzmir en agosto. (Ağustos ayında İzmir’de bir festival/parti var.)
  • No me gusta trabajar en los eneros. (Ocak aylarında çalışmayı sevmiyorum.)
  • Septiembre y octubre son meses del año. (Eylül ve Ekim, yılın aylarıdır.)

KLM-007

Suponer – Zannetmek, Varsaymak, Farz etmek

SUPONER – Zannetmek, Varsaymak, Sanmak, Farz etmek

Supongo que sí (Sanırım öyle)

Supongo que no (Sanırım öyle değil)

Supongo que Ali nos esperará en la estación. (Ali’nin bizi istasyonda bekleyeceğini zannediyorum.)

Esperar: Beklemek
La Estación: İstasyon

KLM-008

DSY-002 – İspanyolca Örnek Cümleler – 1

İspanyolca – İngilizce karşılıklı olmak üzere 2000 tane, basit düzeyde denilebilecek örnek cümlenin bulunduğu bir çalışma kitabı. PDF formatında indirebilirsiniz.

Cümleler, içeriklerine göre kategorilere ayrılmış.

İçerik konularından bazıları:

– To be
– To have
– There is/There are
– A/an, the
– Some/any
– Somebody, something, anybody, anything,
– Had
– Was/Were
– At, in, on
– Much, many, a lot
– Can, to be able
– Already, since, ago, for, during
– Always, never

BAĞLANTIYA TIKLAYARAK İNDİREBİLİRSİNİZ
https://ispanyolcagramer.com/download/2000ornek_01.pdf

Decir – Söylemek

DECIR – Söylemek, Anlatmak

No me mientas, tus ojos lo dicen todo. (Yalan söyleme bana, gözlerin anlatıyor her şeyi.)

Mentir: Yalan söylemek
(la) Mentira: Yalan
(el) Ojo: Göz

Si quieres decir adiós, dímelo ahora. (Eğer güle güle demek istiyorsan, (bana onu) şimdi söyle.)

Querer: İstemek
Adiós: Güle güle, hoşçakal
Ahora: Şimdi

KLM-006

Tener – Sahip Olmak

TENER – Sahip olmak

İspanyolca’da “tener” fiili “sahip olmak” anlamına gelmektedir.
Ancak örneklerde görülebileceği gibi sık sık, Türkçe’de farklı anlamlara gelebilecek ifadeler içerisinde kullanılmaktadır.

Tener sed (Susamak)
Tener hambre (Acıkmak)
Tener suerte (Şanslı olmak)
Tener sueño (Uykusu olmak)
Tener prisa (Acelesi olmak)
Tener miedo (Korkmak)
Tener frío (Üşümek)
Tener calor (Terlemek, Sıcaklamak)
Tener razon (Haklı olmak)

“Tener + que”  ise bir şeyin yapılmak zorunda olduğunu ifade ederken kullanılır.

Tener que trabajar (Çalışmak zorunda olmak)
Tengo que salir ahora. (Şimdi ayrılmak zorundayım/ayrılmam gerek.)

KLM-009

Soñar – Hayal Etmek

Soñar:
Hayal etmek

Si lo puedes soñar, lo puedes hacer. (Eğer hayal edebilirsen, yapabilirsin.)

Si: Eğer
Hacer: Yapmak

Sueño: Hayal, Rüya

Cuando ayudas a otros a alcanzar sus sueños, tu acanzas los tuyos. (Başkalarına hayallerine ulaşmalarında yardım ettiğinizde, siz de hayallerinize ulaşırsınız.)

Ayudar: Yardım etmek
Tuyos: Seninkiler (Konu anlatımı için tıklayınız.)

KLM-010

Vivir – Yaşamak

Vivir:
Yaşamak

No puedo vivir sin ti. (Sensiz yaşayamam.)

Sin ti: Sensiz

Vida: Hayat
Música: Müzik

La música es vida. (Müzik hayattır.)

KLM-011

Hacer Ruido – Gürültü Yapmak

Hacer rudio:
Ses yapmak, gürültü yapmak, …

¡No hagas mucho ruido! (Çok gürültü yapma!)

Mucho: Çok, Fazla
Más: Daha fazla

KLM-014

Necesitar – Gereksinim Duymak

Necesitar:
İhtiyaç duymak, Gereksinim duymak

No te necesito más, ya sé como vivir sin ti.
Sana daha fazla ihtiyacım yok, sensiz nasıl yaşanacağını zaten biliyorum.

Vivir: Yaşamak
Ya: Zaten

Más:
Daha fazla
Menos: Daha az
Más o menos: Az çok, Aşağı yukarı, Yaklaşık olarak
Sin ti: Sensiz, Sen olmadan

KLM-013

Pensar – Düşünmek

Pensar:
Düşünmek, Bir şey üzerine/hakkında düşünmek

No me importa lo que la gente piense de mí.
İnsanların hakkımda ne düşündükleri beni ilgilendirmiyor.

La gente: İnsanlar
No me importa: Beni ilgilendirmiyor, Benim için önemli değil.

KLM-012