Category Archive : Fiiller

andar montar ir

Andar en bicicleta

Bisiklet sürmek

Aşağıdaki kullanımların üçü de bisiklet sürmek, bisikletle gitmek anlamlarında kullanılmaktadır. Aralarında bölgesel veya ülkesel kullanım farkları bulunmaktadır. Ayrıca günlük kullanımda bicicleta yerine bici kelimesi de kullanılabilmektedir.


Andar en bicicleta
Montar en bicicleta
Ir en bicicleta

Örneğin İspanya‘da “montar en bicicleta” yaygın olarak kullanılmaktayken, Şili‘de “andar en bicicleta” veya “ir en bicicleta” ve Arjantin‘de ise “andar en bicicleta” en yaygınıdır.


Ando en bicicleta a la oficina cada día – Ben ofise her gün bisikletle giderim.


Monto en bicicleta a la oficina cada día – Ben ofise her gün bisikletle giderim.


Voy en bicicleta a la oficina cada día – Ben ofise her gün bisikletle giderim.

Saber ve Conocer

Saber ve Conocer

Kullanımları ve Farkları

İspanyolca’da saber ve conocer fiillerinin ikisi de bilmek anlamına gelir. Fakat bu iki fiil İspanyolca’da farklı anlamlarda kullanılmaktadır ve birbirinin yerine geçmezler.

SABER – BİLMEK

Saber fiili gerçekler ve öğrenilmiş yetenekler hakkında konuşurken kullanılır. Örneğin, ezberlemiş olduğunuz bilgilerden, bisiklet sürmeyi bildiğinizden, bir dili bildiğinizden bahsederken saber fiili kullanılır.

ispanyolca saber

saber – bilmek

  Ali no sabe hablar inglés. – Ali İngilizce konuşmayı bilmiyor.

  Halil no sabe nadar. – Halil yüzmeyi bilmiyor.

  cocinar. – Yemek yapmayı biliyorum.

  Sabes dónde está el restaurante? – Restoranın nerede olduğunu biliyor musun?

İlk üç örnekte görebileceğiniz gibi saber + fiil yapısı ile bir şeyin nasıl yapılacağını bildiğinizden bahsedebilirsiniz.

CONOCER – BİLMEK, TANIMAK

Conocer fiili bir şeyi tanımak, bir şeye tanıdık olmak anlamlarında kullanılır. Örneğin bir kişiyi, bir yeri, bir kitabı, bir filmi, bir şehri bildiğinizden bahsederken conocer fiilini kullanmanız gerekir.

ispanyolca conocer

conocer – bilmek, tanınmak

  Conoces este restaurante? – Bu restoranı biliyor musun?

  Conozco un libro que tal vez te interese. – İlgini çekebilecek bir kitap biliyorum.

  Mehtap no conoce Ankara. – Mehtap Ankara’yı bilmiyor.

  Conoces a Ahmet? Ahmet’i tanıyor musun?

  Conoces a mi hermano? – Erkek kardeşimi tanıyor musun?

İspanyolca’da kişilerden bahsederken öncesinde a kullanılmaktadır.

Bajar – İndirmek, Düşürmek

  Bajar: Aşağı inmek, İndirmek, Düşürmek, Alçaltmak
  Bajo: Düşük, Kısa
  Debajo (de): Aşağıda, Altta

  Ahmet es un poco bajo para su edad.
Ahmet yaşı için biraz kısadır.

  Esa mesa es demasiado baja para trabajar bien.
O masa çalışmak için çok alçak.

  El libro está debajo de la mesa.
Kitap masanın altında.

  Quiero bajar el vólumen del televisor.
Televizyonun sesini kısmak istiyorum.

  ¡Ten cuidado al bajar las escaleras!
Merdivenlerden aşağı inerken dikkatli ol!

 

KLM-020

Lo Siento – Üzgünüm

İspanyolcada karşımızdaki kişiye üzgün olduğumuzu ifade etmenin bazı yolları mevcuttur. Fakat bunların her biri kendi aralarında farklılık gösterir. Yolda yürürken birisine yanlışlıkla çarptığınızda kullanmanız gereken ifade ile bir arkadaşınızın doğum gününü kutlamayı unuttuğunuzda kullanmanız gereken ifade, yani vermek istediğiniz duygu farklı olabilir.

Sentir: Hissetmek
Lo siento: Üzgünüm
Perdón: Pardon
No importa: Önemli değil
No pasa nada: Önemli değil
Te perdono: Sorun değil (Affettim anlamında)

Örneğin birine yol sorarken veya yanlışlıkla çarptığımızda ve bu gibi karşı tarafa rahatsızlık verdiğimiz anlık durumlarda perdón ifadesini kullanmak doğrudur. Lo siento ifadesi ise bir üzüntü hissini yansıtmaktadır.

Perdón, ¿me podrías ayudar?
Pardon, bana yardımcı olabilir misiniz?

Lo siento, perdóname.
Üzgünüm, beni affet.

KLM-019

No Entiendo – Anlamıyorum

İspanyolcada karşınızdakinin size ne dediğini anlamadığınızda kullanabileceğiniz ifadeler:

No entiendo: Anlamıyorum
No comprendo: Anlamıyorum
No lo entiendo: Onu (bir şeyi) anlamıyorum
No te entiendo: Seni anlamıyorum.
No le entiendo: Onu (erkek) anlamıyorum.
No la entiendo: Onu (kadın) anlamıyorum.

Entendemos el inglés.
İngilizce anlıyoruz.

Ojalá me comprendáis bien.
Beni iyi anladığınızı umuyorum.

Creo que te entendí mal.
Sanırım seni yanlış anladım.

KLM-018

Juzgar – Yargılamak

JUZGAR – Yargılamak, Değerlendirmek

İspanyolca’da juzgar fiili; yargılamak, değerlendirmek gibi anlamlara karşılık gelmektedir.

No tenemos derecho a juzgar lo que no somos capaces de entender.

(Anlamaya gücümüzün yeterli olmadığı şeyi yargılama hakkımız yoktur.)

Derecho: Hak, Doğru, Sağ
Entender: Anlamak, İdrak etmek

KLM-002

Suponer – Zannetmek, Varsaymak, Farz etmek

SUPONER – Zannetmek, Varsaymak, Sanmak, Farz etmek

Supongo que sí (Sanırım öyle)

Supongo que no (Sanırım öyle değil)

Supongo que Ali nos esperará en la estación. (Ali’nin bizi istasyonda bekleyeceğini zannediyorum.)

Esperar: Beklemek
La Estación: İstasyon

KLM-008

Decir – Söylemek

DECIR – Söylemek, Anlatmak

No me mientas, tus ojos lo dicen todo. (Yalan söyleme bana, gözlerin anlatıyor her şeyi.)

Mentir: Yalan söylemek
(la) Mentira: Yalan
(el) Ojo: Göz

Si quieres decir adiós, dímelo ahora. (Eğer güle güle demek istiyorsan, (bana onu) şimdi söyle.)

Querer: İstemek
Adiós: Güle güle, hoşçakal
Ahora: Şimdi

KLM-006

Tener – Sahip Olmak

TENER – Sahip olmak

İspanyolca’da “tener” fiili “sahip olmak” anlamına gelmektedir.
Ancak örneklerde görülebileceği gibi sık sık, Türkçe’de farklı anlamlara gelebilecek ifadeler içerisinde kullanılmaktadır.

Tener sed (Susamak)
Tener hambre (Acıkmak)
Tener suerte (Şanslı olmak)
Tener sueño (Uykusu olmak)
Tener prisa (Acelesi olmak)
Tener miedo (Korkmak)
Tener frío (Üşümek)
Tener calor (Terlemek, Sıcaklamak)
Tener razon (Haklı olmak)

“Tener + que”  ise bir şeyin yapılmak zorunda olduğunu ifade ederken kullanılır.

Tener que trabajar (Çalışmak zorunda olmak)
Tengo que salir ahora. (Şimdi ayrılmak zorundayım/ayrılmam gerek.)

KLM-009

Soñar – Hayal Etmek

Soñar:
Hayal etmek

Si lo puedes soñar, lo puedes hacer. (Eğer hayal edebilirsen, yapabilirsin.)

Si: Eğer
Hacer: Yapmak

Sueño: Hayal, Rüya

Cuando ayudas a otros a alcanzar sus sueños, tu acanzas los tuyos. (Başkalarına hayallerine ulaşmalarında yardım ettiğinizde, siz de hayallerinize ulaşırsınız.)

Ayudar: Yardım etmek
Tuyos: Seninkiler (Konu anlatımı için tıklayınız.)

KLM-010

Vivir – Yaşamak

Vivir:
Yaşamak

No puedo vivir sin ti. (Sensiz yaşayamam.)

Sin ti: Sensiz

Vida: Hayat
Música: Müzik

La música es vida. (Müzik hayattır.)

KLM-011

Hacer Ruido – Gürültü Yapmak

Hacer rudio:
Ses yapmak, gürültü yapmak, …

¡No hagas mucho ruido! (Çok gürültü yapma!)

Mucho: Çok, Fazla
Más: Daha fazla

KLM-014

Necesitar – Gereksinim Duymak

Necesitar:
İhtiyaç duymak, Gereksinim duymak

No te necesito más, ya sé como vivir sin ti.
Sana daha fazla ihtiyacım yok, sensiz nasıl yaşanacağını zaten biliyorum.

Vivir: Yaşamak
Ya: Zaten

Más:
Daha fazla
Menos: Daha az
Más o menos: Az çok, Aşağı yukarı, Yaklaşık olarak
Sin ti: Sensiz, Sen olmadan

KLM-013

Pensar – Düşünmek

Pensar:
Düşünmek, Bir şey üzerine/hakkında düşünmek

No me importa lo que la gente piense de mí.
İnsanların hakkımda ne düşündükleri beni ilgilendirmiyor.

La gente: İnsanlar
No me importa: Beni ilgilendirmiyor, Benim için önemli değil.

KLM-012