Aşağıdaki kullanımların üçü de bisiklet sürmek, bisikletle gitmek anlamlarında kullanılmaktadır. Aralarında bölgesel veya ülkesel kullanım farkları bulunmaktadır. Ayrıca günlük kullanımda bicicleta yerine bici kelimesi de kullanılabilmektedir.
Andar en bicicleta
Montar en bicicleta
Ir en bicicleta
Örneğin İspanya‘da “montar en bicicleta” yaygın olarak kullanılmaktayken, Şili‘de “andar en bicicleta” veya “ir en bicicleta” ve Arjantin‘de ise “andar en bicicleta” en yaygınıdır.
Ando en bicicleta a la oficina cada día – Ben ofise her gün bisikletle giderim.
Monto en bicicleta a la oficina cada día – Ben ofise her gün bisikletle giderim.
Voy en bicicleta a la oficina cada día – Ben ofise her gün bisikletle giderim.
İspanyolca’da renklerin, tanımladıkları isimlere bağlı olarak değişen tekil ve çoğul halleri bulunmaktadır. Aynı zamanda renklerin cinsiyetleri de isimlere göre değişiklik göstermektedir.
rosa – pembe
naranja – turuncu
azul – mavi
blanco / blanca – beyaz
negro / negra – siyah
marrón – kahverengi
verde – yeşil
gris – gri
rojo / roja – kırmızı
amarillo / amarilla– sarı
Estas gafas negras son bonitas. (Bu siyah gözlükler çok güzel.)
Aquellos móviles negros son muy viejos. (Şuradaki siyah cep telefonları çok eski.)
Ali tiene los ojos azules. (Ali’nin gözleri mavi.)
İstisna
Ancak bazı istisnalar da vardır.
Hem eril hem de dişil isimler için aynı formda kalan renkler:
la camisa = gömlek
una camisa azul
una camisa verde
una camisa naranja
una camisa rosa
una camisa gris
Dikkat etmemiz gereken nokta ise, bunların eril ve dişil form anlamında istisna olmasına rağmen diğer renkler gibi tekil ve çoğul olarak değişebilmesidir.
dos camisas azules
dos camisas verdes
dos camisas naranjas
dos camisas rosas
dos camisas grises
İspanyolca’da saber ve conocer fiillerinin ikisi de bilmek anlamına gelir. Fakat bu iki fiil İspanyolca’da farklı anlamlarda kullanılmaktadır ve birbirinin yerine geçmezler.
SABER – BİLMEK
Saber fiili gerçekler ve öğrenilmiş yetenekler hakkında konuşurken kullanılır. Örneğin, ezberlemiş olduğunuz bilgilerden, bisiklet sürmeyi bildiğinizden, bir dili bildiğinizden bahsederkensaber fiili kullanılır.
saber – bilmek
Ali no sabe hablar inglés. – Ali İngilizce konuşmayı bilmiyor.
Halil no sabe nadar. – Halil yüzmeyi bilmiyor.
Sé cocinar. – Yemek yapmayı biliyorum.
Sabes dónde está el restaurante? – Restoranın nerede olduğunu biliyor musun?
İlk üç örnekte görebileceğiniz gibi saber + fiil yapısı ile bir şeyin nasıl yapılacağını bildiğinizden bahsedebilirsiniz.
CONOCER – BİLMEK, TANIMAK
Conocer fiili bir şeyi tanımak, bir şeye tanıdık olmak anlamlarında kullanılır. Örneğin bir kişiyi, bir yeri, bir kitabı, bir filmi, bir şehribildiğinizden bahsederkenconocer fiilini kullanmanız gerekir.
conocer – bilmek, tanınmak
Conoces este restaurante? – Bu restoranı biliyor musun?
Conozco un libro que tal vez te interese. – İlgini çekebilecek bir kitap biliyorum.
Mehtap no conoce Ankara. – Mehtap Ankara’yı bilmiyor.
Conoces a Ahmet? –Ahmet’i tanıyor musun?
Conoces a mi hermano? – Erkek kardeşimi tanıyor musun?
İspanyolca’da kişilerden bahsederken öncesinde a kullanılmaktadır.
Bu yazımızda İspanyolca’da muy ve mucho arasındaki farkları ve nasıl kullanıldıklarını inceleyeceğiz.
Muy ve mucho kelimelerinin ikisi de “çok“, “fazla“, “çok fazla” gibi anlamlara sahip olabilmektedir.
Muy
Nitelikten, karakteristikten veya bir işin nasıl yapıldığından bahsederken kullanılır. Bahsedilen şeyin derecesini artırmak için kullanılır.
Genellikle “nasıl?”, “hangi şekilde?” ve bazen de yer bildirimlerinde “ne kadar?” gibi sorulara cevap verebilir.
Femenino ya da masculino formları yoktur. Her zaman muy şeklinde kullanılır.
Tekil ve çoğul formları yoktur. Her zaman muy şeklinde kullanılır.
Muy tek başına kullanılmamaktadır.
Genellikle muy + sıfat şeklinde karşılaşabiliriz.
El es muyinteligente. – O çok zekidir. (Onun ne kadar zeki olduğunu, zeki olmasının niteliğini tanımlıyoruz. Zekiliğinin derecesini artırarak belirtiyoruz.)
Tú hablas español muy rápido. – Çok hızlı İspanyolca konuşuyorsun. (Ne şekilde, nasıl İspanyolca konuştuğunu tanımlıyoruz. Konuşmasının hızının derecesini artırarak belirtiyoruz.)
El banco está muy cerca. – Banka çok yakındadır. (Bankanın ne kadar yakında olduğunu tanımlıyoruz. Bir anlamda da yakınlığının niteliğini tanımlıyoruz. Yakınlığın derecesini artırarak belirtiyoruz.)
Ali es muy rico – Ali çok zengindir. (Alinin zenginliğinin niteliğini tanımlıyoruz. Zenginliğinin derecesini artırarak belirtiyoruz.)
Muy ile kulanılmış bazı örnekler:
Muy cerca
Muy lejos
Muy bien
Muy mal
Muy rápido
Muy grande
Muy pequeño
Muy inteligente
Muy bonita
Muy guapo
Mucho
Nicelik ve miktarı tanımlarken kullanılır.
Sıfat olarak kullanıldığında tekil ve çoğul formlarına, femenino ve masculino formlarına girebilmektedir. (Mucho, mucha, muchos, muchas)
Zarf olarak kullanıldığında her zaman mucho olarak kullanılmaktadır.
Mucho bazı durumlarda tek başına kullanılabilmektedir.
mucho + isim
Ali es muy rico. Él tiene muchodinero. – Ali çok zengindir. Onun çok parası vardır. (Paranın miktarını, niceliğini belirtiyoruz.)
Hay muchas manzanas aquí – Burada çok fazla elma vardır. (Elmanın miktarını, niceliğini belirtiyoruz.)
Mi hija tiene muchoszapatos – Kızımın çok fazla ayakkabısı vardır. (Ayakkabıların miktarını, niceliğini belirtiyoruz.)
Fiil + mucho
(Yo) trabajo mucho – (Ben) çok fazla çalışıyorum. (Burada mucho zarf olarak kullanılmakta ve herhangi bir tekil/çoğul ya da eril/dişil forma girmemektedir.)
Bu durum aşağıdaki örnekle karıştırılmamalıdır. Çünkü mucho + isim yapısı kullanılmıştır.
(Yo) tengo mucho trabajo – (Benim) çok fazla işin var. (Burada mucho sıfat olarak kullanılmakta ve sahip olduğum işin miktarını, niceliğini belirtmektedir.)
100- cien
200- doscientos, as
300- trescientos, as
400- cuatrocientos, as
500- quinientos, as
600- seiscientos, as
700- setecientos, as
800- ochocientos, as
900- novecientos, as
1000- mil
2000- dos mil
3000- tres mil
4000- cuatro mil
5000- cinco mil
6000- seis mil
7000- siete mil
8000- ocho mil
9000- nueve mil
2 basamaklı sayıları devam ettirmek için:
(20’li sayıların kendine has bir düzeni bulunuyor.)
21- veintiuno
22- veintidós
…
29- veintinueve
31- treinta y uno
32- treinta y dos
…
39- treinta y nueve
41’den 99’a kadar olan sayılar için de 30’lu sayılardaki yöntemi kullanıyoruz.
100’lü sayıları yazarken ise
100- cien
101- ciento uno
102- ciento dos
….
109- ciento nueve
Ciento her zaman masculino formda kullanılmaktadır. Ancak 200-900‘lü diğer sayılar feminine olarak da kullanılabilmektedir. Yani sonlarındaki -os kısmı -as olabilmektedir.
İspanyolcada karşımızdaki kişiye üzgün olduğumuzu ifade etmenin bazı yolları mevcuttur. Fakat bunların her biri kendi aralarında farklılık gösterir. Yolda yürürken birisine yanlışlıkla çarptığınızda kullanmanız gereken ifade ile bir arkadaşınızın doğum gününü kutlamayı unuttuğunuzda kullanmanız gereken ifade, yani vermek istediğiniz duygu farklı olabilir.
Sentir: Hissetmek
Lo siento:Üzgünüm
Perdón: Pardon
No importa:Önemli değil
No pasa nada: Önemli değil
Te perdono:Sorun değil (Affettim anlamında)
Örneğin birine yol sorarken veya yanlışlıkla çarptığımızda ve bu gibi karşı tarafa rahatsızlık verdiğimiz anlık durumlarda perdón ifadesini kullanmak doğrudur. Lo siento ifadesi ise bir üzüntü hissini yansıtmaktadır.
Perdón, ¿me podrías ayudar?
Pardon, bana yardımcı olabilir misiniz?
İspanyolcada karşınızdakinin size ne dediğini anlamadığınızda kullanabileceğiniz ifadeler:
No entiendo: Anlamıyorum
No comprendo: Anlamıyorum
No lo entiendo: Onu (bir şeyi) anlamıyorum
No te entiendo: Seni anlamıyorum.
No le entiendo: Onu (erkek) anlamıyorum.
No la entiendo: Onu (kadın) anlamıyorum.
Entendemos el inglés.
İngilizce anlıyoruz.
Ojalá me comprendáis bien.
Beni iyi anladığınızı umuyorum.
Creo que te entendí mal.
Sanırım seni yanlış anladım.
İspanyolcada karşınızdaki kişi veya kişilerle vedalaşmak için aşağıdaki ifadeleri kullanabilirsiniz:
Adiós: Güle güle Hastamañana: Yarın görüşürüz Hasta luego: Sonra görüşürüz Hasta la vista: Görüşmek üzere Nos vemos: Görüşürüz
Adiós ifadesi yaygın olarak kullanılmakla birlikte, eğer karşınızdaki kişiyi tekrar görmeyi ummuyoranız kullanılması daha kibar olan bir ifadedir. Daha sonra görüşeceğiniz bir kişi ile vedalaşıyorsanız diğer ifadeleri tercih etmeniz daha hoş olacaktır.
İspanya’da Galicia bölgesinde “chao“, Basque bölgesinde de “abur” ifadeleri de kullanılmaktadır. Fakat daha çok gençler arasında kullanımları yaygındır.
İspanya’da vedalaşırken Türkiye’de de genellikle olduğu gibi yakın görülen kişilerle iki yanaktan öperek vedalaşılabilir. Bu, kadınlar arasında erkeklerden daha yaygındır.
Aşağıdaki örneklerde teşekkür etmenin İspanyolcadaki farklı kullanımlarını bulabilirsiniz. Ancak “gracias” kelimesi bunlardan en yaygın ve evrensel olarak kullanılanıdır. Karşınızdakine birçok durumda teşekkürlerinizi sunarken bu ifadeyi kullanabilirsiniz.
Gracias: Teşekkürler Muchas gracias: Çok teşekkürler Te doy las gracias: Sana teşekkürlerimi sunarım Te lo agradezco: (Onun için) teşekkür ederim
También ve Tampoco zarfları, İspanyolca’da “de”, “da”, “dahi”, “ayrıca” gibi anlamları ifade etmek için kullanılmaktadır. Ancak hangisinin ne zaman kullanılacağı konusunda sık sık yanılgıya düşülmektedir. Aradaki farkın aslında çok basit olması itibariyle, bu konuda kısa bir açıklama, iki ifadenin birbirine karıştırılmasını engelleyebilir.
TAMBIÉN:
Olumluluk, benzerlik ve eşitlik ifade eder.
También; daha önce söylenmiş olan bir şeyin üzerine ekleme yapmak için kullanılır. Yani, en basit şekli ile; bir diyalog içerisinde karşınızdaki kişiden duymuş olduğunuz “Ben bugün şuraya gideceğim.” gibi olumlu bir cümle, aslında sizin de yapacağınız eyleme işaret ediyorsa, “Ben de” derken También zarfını kullanabilirsiniz.
Yo soy Turco. (Ben Türküm.)
Yo tambíen. veya Yo tambíen soy Turco. (Ben de Türküm.)
Üzerine ekleme yapılacak olan ifadenin mutlaka bir başkası tarafından söylenmiş olması da şart değildir;
Yo quiero ir al cine y también al teatro hoy. (Bugün sinemaya ve ayrıca tiyatroya (da) gitmek istiyorum.)
TAMPOCO:
Olumsuzluk, zıtlık ifade eder.
Tampoco; daha önce söylenmiş bir şeyin olumsuzlaştırılması veya aksinin ortaya atılması için kullanılır. Yani, en basit şekli ile; bir diyalog içerisinde karşınızdaki kişiden duymuş olduğunuz “Ben bugün şunu yapmayacağım.” gibi olumsuz bir cümle, sizin de yapacağınız bir eyleme işaret ediyor ise; “Ben de” derken Tampoco zarfını kullanabilirsiniz.
Not:Tampoco zarfı, zaten içerisinde olumsuz bir ifadeyi barındırdığı için, olumsuzluk bildiren “no” zarfına tekrar gerek kalmamaktadır.
Selin:
Yo no soy abogada. (Ben avukat değilim.) Ali:
Yo tampoco. veya Yo tampoco soy abogado. (Ben de avukat değilim.)
Olumsuzlaştırılacak olan ifadenin mutlaka bir diyalog içerisinde geçmesi de şart değildir;
Ali:
Selin no es abogada y yo tampoco. (Selin avukat değil ve ben de değilim.)
Not: “Selin no es abogada y yo también no soy abogado.” gibi bir kullanım hatalı bir kullanım olacaktır. También no ifadesi yerine “tampoco” zarfı kullanılmalıdır.
GENEL NOT:También kullanılması gereken, yani olumlu ifadelerde “ve” bağlacına ihtiyaç duyduğumuz durumlarda “y” kullanırken; tampoco kullanılması gereken, yani olumsuz ifadelerde “ve” bağlacına ihtiyaç duyduğumuz durumlarda “ni” kullanırız;
Me gusta ir al cine, tambíen al teatro y a la playa. (Sinemaya, ayrıca tiyatroya ve de sahile gitmeyi severim.)
No me gusta ir al cine, tampoco al teatro ni a la playa. (Sinemaya, tiyatroya ve ne de sahile gitmeyi sevmem.)
Quizá / Quizás / A lo mejor / Tal vez (talvez) = Belki, Muhtemelen, …
“Quizá” ve “Quizás” arasında sadece bölgesel kullanım farkları bulunmaktadır. (Latin Amerika ülkelerinde daha çok “Quizás” kullanılır.)
“Quizá/quizás” ve “Tal vez” ile kullanılan fiillerin “subjuntivo” formda olması daha çok karşılaşılan bir durumdur.
“A lo mejor” günlük konuşma diline daha yakın bir ifadedir ve bu ifade ile kullanılan fiiller ‘subjuntivo’ formda olmamalıdır.
Bu ifadeler anlam bakımından birbirlerine çok yakın olmakla birlikte, bunların aralarında kesinlik derecesi (ihtimalin kuvveti) açısından küçük bir fark olduğu söylenebilir:
A lo mejor > Quizás > Tal vez gibi bir sıralama yapmak mümkündür; ancak bu zarflarla birlikte kullanılan cümlenin anlamı da kesinlik açısından belirleyicidir.
Hay tres cosas que a lo mejor no sabes de mí. (Hakkımda muhtemelen bilmediğin üç şey var.)
Quizá no venga nadie. (Belki kimse gelmez.)
Tal vez no pensaron en esto. (Belki bunu akıllarına getirmemişlerdir.)
Sayfayı paylaşarak konunun daha çok kişi tarafından görüntülenmesine yardımcı olabilirsiniz. Soru, görüş, düzeltmeler ve eklemeleri aşağıdaki yorum panelinden iletebilirsiniz.
İspanyolca’da ‘mevsim‘, ‘temporada‘ kelimesi ve aynı zamanda ‘istasyon’ anlamına da gelen ‘estación‘ kelimesi ile ifade edilmektedir. ‘Estación’ kelimesinin ‘mevsim’ ve ‘istasyon’ anlamlarının karıştırılmaması için cümlenin akışını takip etmek gerekir.
Mevsim: Estación (f), Temporada (f)
ilkbahar: primavera (f)
yaz: verano (m)
sonbahar: ótono (m)
kış: invierno (m)
La primavera empieza en marzo aquí.(İlkbahar, burada Mart ayında başlar.)
¿Cuándo empieza la nueva estación? (Yeni mevsim ne zaman başlıyor/başlayacak.)
¿Cuándo termina el verano? (Yaz ne zaman sona eriyor/erecek?)
El invierno es una de las cuatro estaciones. (Kış, dört mevsimden biridir.)
İspanyolca’da günler, Türkçe’dekinden farklı olarak, cümle içerisindeki ilk kelime olmadıkları sürece küçük harfle başlayarak yazılmaktadırlar.
Bütün gün adları “masculino” formdadır. Yani artikelleri/belirteçleri “el”dir. Çoğul olarak kullanıldıklarında ise “los” belirteçi ile kullanılmaktadırlar.
Pazartesi: lunes
Salı: martes
Çarşamba: miércoles
Perşembe: jueves
Cuma: viernes
Cumartesi: sábado
Pazar: domingo
Gün adlarından bazıları, gezegen adları ile benzerlikleri ile dikkat çekebilir. Akılda tutulmakta zorlanılan veya karıştırılan kelimeler bu şekilde farklı ve tanıdık kelime grupları ile benzeştirilerek daha kalıcı olarak hafızada yer etmeleri sağlanabilir.
Lunes – (Luna) Ay Martes – Mars Miércoles – Merkür Jueves – Jüpiter Viernes – Venüs Sábado – Satürn Domingo – Dünya
İspanyolca’da “tener” fiili “sahip olmak” anlamına gelmektedir.
Ancak örneklerde görülebileceği gibi sık sık, Türkçe’de farklı anlamlara gelebilecek ifadeler içerisinde kullanılmaktadır.
Tener sed (Susamak)
Tener hambre (Acıkmak)
Tener suerte (Şanslı olmak)
Tener sueño (Uykusu olmak)
Tener prisa (Acelesi olmak)
Tener miedo (Korkmak)
Tener frío (Üşümek)
Tener calor (Terlemek, Sıcaklamak)
Tener razon (Haklı olmak)
…
“Tener + que” ise bir şeyin yapılmak zorunda olduğunu ifade ederken kullanılır.
Tener que trabajar (Çalışmak zorunda olmak)
Tengo que salir ahora. (Şimdi ayrılmak zorundayım/ayrılmam gerek.)
…